Meme Kanseri Olan Hastada Psikiyatrik Yaklaşımın Gerekli mi?

Meme Kanseri Olan Hastada Psikiyatrik Yaklaşımın Gerekli mi?

Diğer organ kanserlerinden farklı olarak, meme kanserli hastaların sıkıntısı, sadece kanser tanısının yarattığı sorunlar değildir. Memenin ameliyatla alınması (mastektomi) çoğu kadında ağır psikolojik etkilere sebep olabilir. Meme kaybı sonrası kadınlarda, sıklıkla depresyon, aşırı kaygı, uyum bozuklukları, hastalığın tekrarlamasına ilişkin endişeler, cinsel istek kaybı, beden algılamasında bozulma, kadınlık özelliklerini kaybetme korkusu, uygun giysi bulmada güçlük ve sütyen şeklinde dışardan uygulanan meme protezlerinin yarattığı sıkıntılar gibi bir dizi psiko-sosyal sorunlar gözlenmektedir. Bir kişinin sağlıklı bir yaşam süren sağlıklı insan olduğu kavramından “hasta biri” kavramına geçiş son derece sıkıntılı ve sancılı bir süreci de birlikte getirir. Yaşamın kırılma noktasının bu kadar yakınında olduğunu ansızın görmek, çok yönlü sorunlarla baş edebilmek ve “hayatı yaşamaya değer kılmaya” çalışmak, çoğu zaman kadınları daha duygusal ve daha kırılgan hale getirmektedir. Ancak yaşadığımız toplumda kadının neyi, nasıl istediğini keşfetmeyi, kendini tanımayı ve çevreyi daha sağlıklı algılamasını sağlayacak psikiyatri desteği önerisi ise, çoğu zaman hem yakınları hem de hastanın kendisi tarafından reddedilmektedir.