Sağlıklı Meme
Meme Dokusu
Meme Hastalıkları
Mamografi
Meme Estetiği
Meme Sağlığı / Meme Estetiği
Meme Estetiği
Prof. Dr. Orhan ÇİZMECİ

Meme, insanlarda dahil memeli hayvanların gövdesinin üst ön kısmına verilen isimdir. Meme dokusu içerisin de süt bezleri bir tür özelleşmiş ter bezi yapısında olup, birincil görevi yeni doğanların beslenmesi için süt üretmektedir. İnsan memesinin tek görevi bununla sınırlı olmayıp cinsel ve kültürel anlamları da bulunmaktadır. Eski çağlardan beri kadın memesi doğurganlığın, üretkenliğin, cinselliğin simgesi olmuştur. Süt verme dönemi dışında da sürekli şişkin halde bulunması sadece insanlara özgüdür.

Bir bakımdan meme dokusu kadınlar için önemli bir benlik öğesidir. Bu dokunun herhangi bir nedenle ( kanser, travma, enfeksiyon, cerrahi…)yitirilmesi, hasta ve çevresinde ileri derecede
Duygusal strese yol açmaktadır. Her ne kadar son yıllarda kanserin erken tanı ve tedavisindeki
ilerlemeler, kansere bağlı ölümleri ciddi oranda azatlıysa da, hastalığın sıklığı göz önüne alındığında, meme kanseri 35- 59 yaş aralığındaki kadınlarda önde gelen ölüm nedenlerinden 
Biri olmayı sürdürmektedir. Dolayısıyla, ilk kez meme kanseri tanısı konulan kadın büyük bir
Hayal kırıklığı yaşamakta, düşünsel alt yapısı ne olursa olsun aklı çeşitli sorunlarla hızlı bir şekilde dolmaktadır. Bu sorulardan ilki "ölecek miyim "? Olacak, daha sonra ise "aileme kim bakacak?, kemoterapi alacak mıyım ?, saçlarım dökülecek mi?, bu olay çevremi nasıl etkileyecek?"soruları takip edecektir.Bu sorular "kanser"adının içinde barındırdığı genel toplumsal kanıyla birlikte kadının o toplumdaki rolünü yansıtır. Soruların büyük bir bölümüne yanıt, hastayı muayene eden cerrah tarafından verilmektedir. Cerrah, aynı zaman da tedaviye ilişkin görüşünü de son olarak söylemekte ve bu görüş genellikle hasta meme dokusunun bir bölümü veya tümünün cerrahi olarak çıkarılması olmaktadır. Uzun yıllardan beri hasta bu son yanıtın için de barındırdığı soru işaretleriyle birlikte eve gönderilmekteydi.

Bu sorular, ilk rahatlamanın ardından uzvunun kaybı ile sonuçlanacak tedavi maratonuyla ile ilgili özellikle kadının kendisinde belirgin endişe yaratmaktaydı. Bu konuda her kadın kendi kişisel özelliklerine göre değişik tepkiler verecektir. Bununla birlikte kadının çevresi olaya daha değişik tepkiler verebilir. Hastanın çevresi için genellikle birincil kaygı, hastanın yaşamının ve iyilik halinin devamı olurken, hasta için daha değişik kaygılar oluşmaktadır.

Bunlar temelde benlik algısını değiştirecek  uzuv kaybının yüklediği kaygılar etrafında şekillenir. Günümüzde meme kanseri tedavisin de gelinen noktada, meme kaybının bir şekilde yerine konulması önemli bir aşamadır. Bu plastik cerrahinin ilgi alanına girmektedir ve bu dalla birlikte ortaya atılan teknikler de görece yenidir. Bu konuda özellikle gelişmelerin son 15 yılda olması nedeniyle toplumun görüşü ve bilgisi kısıtlıdır. Bu noktada sevinilecek bir gelişme de hastanın birincil hekimi konumundaki genel cerrahi hekimlerinin bilgisinin artması ve ekip çalışmasının son yıllarda ülkemizde de yerleşmeye başlamasıdır.Hastanın yaşayacağı bu kaybı bir an önce yerine koymak, hastanın sosyal yaşamıyla birlikte tedavisine ve iyilik halinin devamına büyük katkı sağlayacaktır. Doğal olarak bu yeni durum da kendi için de yeni sorular ve yeni seçimleri de beraberinde getirmektedir.Bunun için plastik cerrahın hastayla ve genel cerrahi ekibiyle iletişim çok önemlidir. Meme dokusunun yerine konulmasın da bir çok seçenek cerrahın elinin altında gibi görünse de her teknik her hasta için uygun olmayabilir. Bu nedenle izlenecek yola hasta ile birlikte karar verilmelidir. Hasta ile ameliyat öncesi ayrıntılı bir görüşme  ve ayrıntılı bir muayene gereklidir.

Burada biz bazı genel bilgileri size aktaracağız. Konunun uzmanı bir plastik cerrahi hekimi ile  yapılacak görüşme öncesi herhangi seçeneklerin sunulabileceğine yönelik bir ön bilgilendirme yapacağız.

Meme rekonstrüksiyonu, meme dokusunun herhangi bir nedenle kaybı sonrası, bu dokunun bir benzerinin kişinin kendi dokusu ve / veya implantlar kullanılarak cerrahi olarak yeniden oluşturulmasıdır. Meme rekonstrüksiyonu bir estetik cerrahi girişimi değildir. Meme rekonstrüksiyonunda oluşturulan yeni dokunun hastalık öncesi şekil ve büyüklüğünde, karşı memeyle simetrik olması ideal olmakla birlikte her zaman  bu sağlanamayabilir. Bu ideale ulaşmak için ek girişimler ve hatta karşı memeye cerrahi girişimler gerekebilir. Meme rekonstrüksiyonu ciddi bir cerrahi girişimdir ve çoğunlukla genel anestezi altında yapılır. Bu demektir ki her hangi büyük bir cerrahi girişiminin risklerini  taşımaktadır. Meme rekonstrüksiyonu sonrası bu bölgede ve eğer kişinin kendi dokusu kullanılacaksa, bu dokunun alındığı bölgede izler olacaktır. Bu izler ameliyat sonrası 2-3 haftada çok belirgin olacak. Aylar içinde solma gösterecektir.

İmplantlar : Meme protezleri olarak bilinen insan vücuduyla uyumlu, silikon bir zar ile kaplı,içi serumla şişirilebilen materyallerdir. Yetersiz cilt dokusunu çoğaltmak için plastik cerrahinin birçok alanında kullanılan bu şişirilebilir implantlar meme cerrahisi sonrası yeni meme oluşturmak için gerekecek deri dokusunu üretmek amacıyla kullanılırlar. Yeterli deri büyüklüğü sağlanınca, memenin doğal kıvam ve bütünlüğünü oluşturmak üzere silikon veya serumla dolan anatomik şekilli bir implantla değiştirilebilir veya kişinin kendi dokusu bu yeni oluşan cebe yerleştirilerek benzer sonuç alınabilinir. Meme bölgesi dışında yeni yara izi oluşturulmaması ve görece kolay uygulanabilir olması avantajları arasındadır. Dezavantajları ise, implantın şişirilmesi için ameliyat sonrası istenen hacimlere ulaşılana kadar hastanın doktoruna yaklaşık haftada iki kez gitme zorunluluğu, her ne kadar vücuda uyumluluğu ve güvenilirliği kanıtlanmış da olsa yabancı bir madde olması ve kendine özgü istenmeyen durumları da beraberinde barındırması, bunun yanı sıra meme dokusunun kendine özgü kıvam ve akıcılığını gösterememesidir.

Otojen dokular: Otojen doku ile rekonstrüksiyon, kişinin kendi dokusunun yeniden şekillendirilmesiyle yapılan rekonstrüksiyonlardır. Kullanılabilecek dokular  arasında karın alt bölgesi, sırt bölgesi ve kalça bölgesi. Mikro cerrahi yöntemleri kullanılabilinir veya kullanılamayabilir. Hastanın hastanede yatış süresi otojen rekonstrüksiyonda daha uzun olacaktır. Bu süre 3 ile 15 gün arasında değişebilmektedir.

Burada hastanın kendine özgü özelliklerini göz önüne alan plastil cerrahın kararı en önemli dayanak olsa da birden çok seçenek hastanın önüne gelebilir. Bu yüzden kısaca bu yöntemleri tanıtalım.

Karın Alt Bölgesi:
Karın  alt bölgesinde bulunan cilt,cilt altı yağlı dokularla birlikte, karın kası dahil edilerek veya edilmeyerek alınarak meme dokusunun oluşturulmasıdır.Yöntem, karındaki fazla yağlardan kurtulmayı önerse de çok şişman kadınlarda uygun bir seçenek değildir.Ayrıca bu bölgeye yapılmış ve bu bölgenin kanlanmasını bozacak bir ameliyat geçirmiş olma da bu dokunun kullanımını  kısıtlar.

Bu ameliyatla karnın alt bölgesinde uzun bir yara izi oluşacaktır.Fakat bu iz genellikle çamaşırın altında gizlenebilir nitelikte olacaktır.

Sırt Bölgesi : Sırtta bulunan cilt, yağlı doku ve kasın meme dokusunu oluşturmak üzere kullanılması da seçenekler arasındadır. Karın bölgesi herhangi bir nedenle kullanılamayacak hastalar ya da sırttaki bir yara izini karındakine tercih edecek hastalar için önemli bir seçenektir. Bu teknik sıklıkla implant tekniğiyle kombine edilerek daha simetrik, doğal bir sonuç elde edilir. En önemli dezavantajı sırta doğru yayılan, sutyen içerisinde gizlenmesi beklenen çizgisel bir iz ve çöküklük oluşturmasıdır. Bu seçenek sigara içen hastalarda uygun olmayabilir. Ayrıca meme cerrahisi  sırasında bu bölgeyi besleyen damarlarında yaralanması olasılığı yüksektir, bu durumda bu doku kullanılmaz

Kalça Bölgesi : Kalça bölgesindeki yağlı doku, çok atletik kadınlarda bile yeterli hacmi sağlayabilir.Yine de kalça simetrisinde ortaya çıkacak bozulma, cerrahi sürenin uzunluğu ve ameliyat sonrası bakım göz önüne alındığında bu seçeneğin kullanımı kısıtlıdır. Seçilecek yöntem ne olursa olsun, cerrahın deneyimi ve görüşleri ile hastanın sunulan seçeneklere akil yaklaşımı, sonucu belirleyen en önemli noktalardır.

Bir başka soru da rekonstrüksiyonun ne zaman yapılacağıdır. Meme rekonstrüksiyonu, meme dokusu alındıktan sonraki herhangi bir zaman da yapılabilir. Memenin alındığı ameliyatta yapılması mümkündür ve en iyi cerrahi sonuç da bu zaman elde edilir.Plastik cerrahın elindeki dokular nedbeleşmemiş, radyoterapinin (ışın tedavisi ) bozguncu etkilerinden etkilenmemiştir. Ancak daha iyi cerrahi sonuç, daha memnun hasta demek değildir. Hasta memesinin yokluğunu hiç yaşamayacaktır. Birçok kadın için bu çok önemli bir psikolojik destek demektir.Kadının öz benliği ve beden algısı etkilenmeden tedaviye daha kolay adapte olur. Bazı kadınlar içinse memenin yokluğunun yaşattığı psikolojik deneyim,geç zamanda yapılan rekonstrüksiyonda bir ödül mekanizması olarak çalışmaktadır. Hasta, memenin yokluğunun yaşattığı deneyimlerden geçmiş olduğundan yapılan rekonstrüksiyondan daha memnun kalabilmektedir. Meme rekonstrüksiyonu çok aşamalı bir cerrahi süreci getirmektedir.Meme başı ve çevresinin yapılması, karşı meme ile simetrinin sağlanması ve son rötuşlar için ek cerrahi girişimlerin gerekliliği  akılda tutularak konuya yaklaşılmalıdır.

Meme aldıktan hemen sonra hasta uyanmadan yapılan bir rekonstrüksiyonda optimum sonuç elde edilecek bile olsa, şekil ve kıvam olarak memenin orijinal  halinden uzak bir sonuç ortaya çıkacağı için hastanın yeni dokuya yabancılaşması ve hayal kırıklığı yaşaması olasıdır.
Son söz olarak, plastik cerrahinin bir çok alanında olduğu gibi meme rekonstrüksiyonu, bir sanattır. Sanatın konusu ise temsil ettiği değerler birlikte insandır. Bunun için bilinçli hastalar

Ve konunun uzmanı plastik cerrahlar el ele vererek hasta ve çevresi için en uygun yolu beraber belirlemelidir.

Okumanızı tavsiye ettiğimiz diğer makaleler
Kendi Kendine Meme Muayenesi Nedir? »
Kendi Kendine Meme Muayenesi İçin En Uygun Dönem »
KKMM'de Nelere Dikkat Edelim? »
KKMM Nasıl Yapılır? »
Doktora Başvurulması Gereken Durumlar »










Basında çıkan diğer memeder haberleri için tıklayınız »


 
 

Anasayfa | Meme Sağlığı Derneği | Projelerimiz | Meme Sağlığı | Kanser Mitleri | Meme Kanseri | Riskinizi Azaltın

Psikolojik Destek | Kendi Kendine Muayene | İletişim

 
 

Bahçeşehir Gelişim Akademisi Binası Bodrum Kat No:1 34538 Bahçeşehir-Başakşehir/İstanbul T: 0212 669 8451 F: 0212 669 4281 E: info@memeder.org

 


Ana Sponsor

Bu web sitesinin hazırlanması sırasında vermiş olduğu koşulsuz destekten dolayı  Roche Müstahzarları Sanayi A.Ş.'ye teşekkür ederiz. Site ile ilgili olabilecek tüm yasal sorumluluk Derneğimize aittir. Roche Müstahzarları Sanayi A.Ş.'nin herhangi bir yasal sorumluluğu bulunmamaktadır.
www.roche.com.tr

Bu web sitesindeki tüm görsel ve metinlerin bütün yasal hakları MEMEDER'E aittir. Referans gösterilmeden kullanılamaz.

Diğer Sponsorlar

Destek veren Kurum ve Kuruluşlar